İLGİNÇ ÖLÜMLER

İLGİNÇ ÖLÜMLER VE YAPILMAK İSTENENLER

 

 image00169.jpg

Son bir yılda ülkemizde akıl almaz olaylar oluyor. Bu olaylar, başka ülkelerde olmuş olsa hemen meclis araştırma komisyonları, kurulur ve ulusal takip programları uygulanırdı. Bir ülkenin değerleri bir bir, ortadan kaybediliyor. Bizim siyaset ve medyamız bunların üzerine gideceği yerde, adeta bunları unutturma ve silme politikası uyguluyor.

Biz bugüne kadar, ülkemizde ne oldu ise, dış güçlere bağladık. Ne zaman bir suikast yapılsa ve faili meçhul cinayet olsa, hemen dış güçlerin üzerine atarız. Bir miting yapılsa, hemen “Dış güçler harekete geçti” deriz. Yani işin kolayına kaçarız. Bizler bunları böyle yapa yapa, dış güçlere prim veririz ve ülkemizi onların oyun bahçesine çeviririz.

Son yıllarda ülkemizde oynanan oyunları, bazı yazarlarımız makalelerinde yazdılar kimse uyanmadı, sonra bunları kitap haline getirdiler, yine kimse okumadı, televizyon programlarında bunları anlattılar, onları da kimse izlemedi. Yani bu ülkenin aydınları, olacakları bir kâhin edasıyla öngörüp, bizlere aktardılar, ama maalesef insanlarımız bunları görmemekte ısrar ediyorlar.   

Ülkemiz her geçen gün biraz daha belirsizliğe sürükleniyor. İnsanlarımız yarınlarını görmekte güçlük çekiyorlar. Para piyasaları belirsiz, siyasi geleceğimiz öngörülemez, insanlarımızın beklentileri artık kayboldu. Bu kadar karamsar yazmak beni de üzüyor, ama edindiğimiz izlenimler, maalesef bizleri böyle yazmaya zorluyor.

Ülkemizde yaşanan olayları artık halkımız göremez oldu. Matriks misali sanal âlemden bir türlü kopamıyoruz. Sabahtan akşama kadar, televizyon programlarında, kadın matinelerinde

 ”Kim, nerede, ne yapmış, nasıl yapmış, kim kocasından dayak yemiş, kim başka kocaya kaçmış” gibi izlerken, birileri ülkemizi elimizden almaya devam ediyor ve bizleri maalesef onarılması güç bir duruma düşürüyor. Biz bunları izleyip uyurken ülkemizde o kadar şey oluyor ki, bizler bunları duymuyor ve görmüyoruz.

Hatırlarsanız, iki sene önce Şemdinli’de iki Astsubay, umut kitabevi, olayı ile ilgili tutuklanmıştı.

Van ağır ceza mahkemesinde, bir savcı ve üç hâkim bu astsubaylara 36 yıl ceza vermişti. Aslında o mahkeme bu cezayı veremezdi. Bu davayı mutlaka askeri mahkemeye bırakmaları gerekirdi. Ama bu savcı ve hâkimlerimiz, hiçbir delili görmeden, talimat ve kanunlara uymadan, yetkilerini aştıklarını, bile bile, 36 yıl cezayı vererek bu aslan parçası Astsubayları boş yere, iki sene içeride yatırdılar.

Aynı ilimizdeki bir savcı, Genelkurmay Başkanımızı “çete reisi” ilan etti ve sonunda gereğini gördü. Peki, bu hâkim ve savcılarımızın öngörüsüzlükleri yüzünden, boş yere iki sene hapis yatan bu insanların günahı neydi. Bunun hesabını kim verecek?

Ülkemizde son iki yılda garip olaylar ve garip ölümler olmaktadır. Hiç bir yetkili bunlara, cevap verememektedir. Bu ölümler ulusal çıkarlarımızı ilgilendirmekte olup, geleceğimizi tehdit eder hale gelmiştir. Bunları sırası ile yazdığımız zaman umarım bir takım güçlerin, bizlerle nasıl oyun oynadıklarını ve bu güçlerin ülkemiz adına neler yapmak istediklerini anlarsınız.  

  

1-TARİH: 14 Temmuz 2004
YER: Çanakkale-Gelibolu
OLAY: TUBİTAK’ TA görevli 3 bilim adamı, traktörle çarpışan minibüste can verdi.
MİNİBÜS, karanlıkta ışıklarını yakmadan giden saman yüklü traktöre arkadan çarptıktan sonra, savruldu ve karşı şeritte son sürat gelen bir Mercedes ile çarpıştı. Hurdaya dönen araçtan Ercan Kuruoğlu (31), Mustafa Aktekin (54) ve Yücel Kenter’in (32) parçalanmış cesedi çıkarıldı.

TUBİTAK’ TA ‘güvenlik konusunda stratejik araştırma’ yapan bu üç isim, Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü’nde geliştirilen bir askeri cihazın, Çanakkale’de yapılan denemesinden dönüyordu. Cihaz, gizli bilgilerin güvenli şekilde korunması için geliştirilmişti.

2-TARİH: 2006 – 2007
YER: Ankara
OLAY: ASELSAN’da görevli 3 genç mühendis esrarengiz şekilde canlarına kıydı.
MAKİNA Mühendisi Hüseyin Başbilen (30), 7 Ağustos 2006′da Pursaklar yolunda aracının içinde bileği ve boğazı kesilmiş (insan vücudunda normalde 8 lt, kan bulunur, ne hikmet ise mühendisin arabasından kanlar uçmuş gitmiş. Babasının çabalarıyla dava tekrar incelenmeye alındı), Elektrik Mühendisi Ünsem Ünal (30), 17 Ocak 2007′de Eymür Gölü kıyısında başından vurulmuş halde ölü bulundu

ELEKTRİK Mühendisi Evrim Yançeken (26), Batıkent’teki oturduğu binanın 6. katından atladı. ASELSAN’da, savaş uçaklarının dost-düşman ayrımını yapan sisteminin millileştirilmesi üzerinde çalışan 3 mühendisin ölümü kayda intihar olarak geçti.
YER: Isparta-Keçiborlu
OLAY: Boğaziçi ve Doğuş üniversitelerinden 6 bilim adamı, düşen uçakta öldü.
ATLAS JET’in Türbetepe’ye kuyruğunu çarparak parçalanan uçağındaki 57 kişi arasındaki Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Engin Arık, Doğuş Üniversitesi’nden Prof. Şenel Boyda ve Doç. İskender Hikmet ile 3 genç asistanları dikkat çekiciydi.

3-TARİH: 30 Kasım 2007

Hepsi fizikçiydi, Prof. Arık, nükleer enerjinin temelini oluşturan parçacık fiziği konusunda dünya çapında bir isimdi. Ve en önemlisi Türkiye’de bol bulunan toryumu, petrole alternatif enerji kaynağı olarak gösteriyordu.

Isparta uçağına binen bilim adamlarının ölümü akıllara ASELSAN’daki, 3 mühendisin sır intiharlarını ve TÜBİTAK’ta stratejik çalışmalar yapan kişilerin ölümlü kazasını getirdi

Isparta’da, düşen Atlas jet uçağıyla ilgili ilk resmi raporda hemen her şeyin normal çıkması, farklı senaryoları yeniden kamuoyu gündemine taşıdı.

57 kişinin hayatını kaybettiği kazayla ilgili tek sorunun ‘rotadan sapma’ olduğu belirtildi. İçinde çok önemli projelerde görev yapan bilim adamlarının bulunduğu uçağın sır dolu düşüşü, akla daha önce yine stratejik projelerde çalışan mühendis ve uzmanların ölümünü hatırlattı. Her biri önemli projelerde görev yapan ASELSAN ve TÜBİTAK’taki bilim insanları da kayıtlarda ‘kaza’ ve ‘intihar’ olarak yer alan çeşitli olaylarla aramızdan ayrılmış; ardında cevapsız sorular kalmıştı.

Bu olaylara baktığımızda ve bunlarla ilgili düşündüğümüzde, 

Lütfen şöyle düşünelim.

Ülkemizin yani, Mezopotamya’nın tarihi ve kültürel bütünlüğü, Büyük Ortadoğu Projesi, Afganistan, İran, Suriye, Sözde Kürdistan haritaları,

Ve YENİDÜNYA DÜZENİ içerisinde bulunan;

TÜRKİYE CUMHURİYETİ.

 

Orhan TUNÇ

Gazeteci, Yazar

 
TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURAN TÜRKİYE HALKINA TÜRK MİLLETİ DENİR
 
 
Bugün 30 ziyaretçi (38 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol