YÖK Başkanı yüksek öğretimin tamamen paralı olmasına ilişkin cüretkâr açıklamalar yaparken, yabancı ülkelerden "üniversite tüccarları"nın Türkiye'ye yönelik projeleri de kamuoyunun bilgisine sunuldu.
Vakıf üniversitelerinden sonra, uluslararası eğitim ticareti yapan üniversitelerin sahneye çıkması gündemde. Almanya, İtalya ve İngiltere Türkiye'de üniversite kurmak için girişimlerini başlatırken, Japonya ve ABD'nin de "pazar"da gözü var.
Vakıf üniversitelerinden sonra, şimdi de uluslararası eğitim ticareti yapan üniversitelerin özel üniversiteler açması gündem geldi. Almanya, İtalya ve İngiltere Türkiye'de üniversite kurmak için girişimlerini başlatırken, Japonya ve ABD'nin de "üniversite pazarı"nda gözü var. Eğitimin her geçen gün paralı hale gelmesi ve özellikle yüksek öğretim alanında, paralı vakıf üniversitelerinin yanında, yeni YÖK Başkanı ile birlikte devlet üniversitelerinin tamamen paralı hale getirilmesi cüretkârca tartışmaya başlanırken, bu eğitim piyasası başka ülkelerden "eğitim tüccarları"nın da iştahını kabartıyor. Sol Dergisi'nin haberine göre, mevcut Anayasa izin vermediği için, ancak devletlerarası protokoller sonucu Türkiye'ye giriş yapabilen yabancı ülkelerden Almanya, İtalya ve İngiltere ortak üniversite kurmaya yönelik resmî girişimlerini başlattı bile. Bunun yanında 16 ülkede 23 üniversitenin bağlı olduğu ABD merkezli 'Laureate International Universities' adlı üniversiteler ağının patronları da çeşitli görüşmelerde bulunmak üzere bu ay içinde Türkiye'ye geliyor.
Bilgi'nin patronu Laureate
Bu üniversite, dünyanın pek çok yerinde yüksek öğrenim işletmeciliği yapan ve New York borsasında işlem gören bir şirket olarak bilinirken, ismi ülkemizde son yıllarda Bilgi Üniversitesi'nin yönetimine de egemen olmasıyla gündeme gelmişti. ABD'nin en büyük borsası olan Nasdaq'ta hisseleri işlem gören Laureate'in hisselerinin 3,8 milyar dolara büyük bir şirkete geçtiği belirtiliyor. Anayasa'ya göre, kâr amacı güden şirketler ve yabancılar Türkiye'de üniversite kuramıyor, ortak olamıyor. Bilgi Üniversitesi bu gelişmelerle çalkalanırken YÖK'ün ya da hükümet yetkililerinin en ufak bir şekilde yaşananlara müdahele etmemesi dikkat çekiyor.
YÖK Başkanı savundu
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya gibi ülkelerin Türkiye'de üniversite açmak için müracaatlarının olduğunu açıkladı. Özcan, Almanya ve İtalya'nın müracaatlarının protokol imzalama seviyesine geldiğini bildirdi.
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, YÖK'ün şeffaf ve hesap verebilir olması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Özcan, Gaziantep ve Şanlıurfa gezilerinin ardından Adıyaman ziyareti öncesi, gezileri sırasında akademisyenler, rektörler ve öğretim üyelerine YÖK'te neyi yapmakgerektiğini ve neleri planladıklarını anlatarak, onların bu konudaki düşüncelerini öğrenmeyi amaçladıklarını belirtti.
YÖK Başkanı Özcan, Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya gibi ülkelerin Türkiye'de üniversite açmak için müracaatlarının olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Özcan, Almanya ve İtalya'nın müracaatlarının protokol imzalama seviyesine geldiğini bildirdi.
Üniversitelerde özgürlüklerin genişletilmesi konusunu önemsediklerini vurgulayan YÖK Başkanı Özcan, her türlü yasağa karşı olduğunu yineledi. Özcan, "Mesela benim karşı olduğum bir şey daha var. Bir öğretim elamanı, dekanını tenkit edebilmelidir. Beni tenkit edebilmelidir. Fikir ve özgürlük ortamları oluşturulmalı. Üniversite budur. Üniversite, insanların kafalarının içindekine değer vermelidir" dedi.
Bakan Çelik'in gönlü hoş!
Önümüzdeki birkaç yıl içersinde faaliyete geçmesi beklenen bu üniversitelerde eğitim bu ülkelerin diliyle olacak. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, eğitim alanına yapılan yatırımın ekonomisinden ziyade bir tecrübe paylaşımı anlamı olduğunu iddia ederken, bu sayede Türk eğitim sisteminin daha kaliteli hale geleceğini öne sürüyor. Yabancı bir üniversitenin doğrudan özel üniversite kurması konusunda anayasal engel olduğunu söyleyen Çelik, mevzuat müsait olduğunda devletler yerine üniversitelerin gelip okul açabileceğini ifade ederek, buna yönelik de adımların atılabileceğinin sinyallerini veriyor.
Türk-İngiliz üniversitesi ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ekim 2007'de İngiltere ziyaretinde gündeme gelmiş, Erdoğan ile İngiltere Başbakanı Gordon Brown arasında imzalanan 'Türkiye-İngiltere Stratejik Ortaklık Belgesi'nde 'Türkiye'de bir İngiliz üniversitesi kurulması' maddesine de yer verilmişti.
Yabancı üniversiteye kaynak
türk-İtalyan üniversitesi kurulmasına Dışişleri Bakanı Massimo D'Alema'nın Kasım 2007'de Dışişleri Bakanı Ali Babacan'la yaptığı görüşmenin ardından karar verildi. Üniversitenin ÖSYM'nin düzenlediği sınavın yanında İtalyanca eğitim gören veya İtalyancayı seçmeli yabancı dil olarak alan öğrencilerin üniversite sınavından gerekli asgari puanı almaları sonrası üniversite tarafından yapılacak özel bir sınavla öğrenci alacağı ifade ediliyor. Türkiye, üniversitenin yeri, binası ve altyapısını sağlayacarak üniversiteye kaynak oluşturacağı ifade edilirken, İtalya'nın da öğretim üyelerini temin edeceği belirtiliyor.
Yeni özel üniversitelerin kurulmasına ilişkin projeler, genç nüfus yoğun olan ülkemizde gençlerin bir yatırım aracı olarak görülmesinin bir örneğini oluşturuyor.
Paralı üniversiteye tepki
Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, "Yabancıların ülkemizde kolej ayarında birçok okulları vardır. Bu okullarda yetişenlerin çoğunun ülkeye yarardan çok zarar verdiği yapılan araştırmalar ve incelemelerle bilinmektedir" dedi.