BEYİN FIRTINASI

KATILIMCILAR VE CALISMA METODU:

 

KIMLIGI SAKLI TUTULAN 48 YABANCI KISININ KISISEL, 160 YABANCININ SANAL KATKILARI VE ALTI E-H OPERATORUNUN MUSTEREK CALISMASI ILE ELDE EDILMISTIR.

 

1. BASLANGIC DURUMU

 

a.       ABD; kuresel liderligini ekonomik dev, siyasal cuceler olan Almanya ve Japonya ayagi ile devam ettirmektedir.  Askeri liderligi tam olarak kontrol altina ABD Ordusu NATO’yu BM’in guvenlik kolu haline getirme cabalarini surdurmektedir.  ABD ve NATO askeri gucu disindaki askeri yapilarin baris gucune donusumu sureci 2015 -2030 yillari arasinda gerceklesebilecektir.  Bu surec icerisinde ABD Askeri teknoloji urunleri disindaki butun teknolojiler etkisizlesecek ve pazar kaybi nedeniyle iflas edecegi beklenmektedir.

 

b.      Anglo –Sakson bir proje olan kuresel liderligin bolgesel Pazar kontrol merkezleri olarak New York kuresel baskent olarak kabul edilmistir.  Bu merkezler;

 

-         Avrupa’da Londra,

-         Afrika kitasinda Kahire,

-         Ortadogu’da Dubai,

-         Uzakdogu’da Tokyo,

-         Asya’da Pekin,

 

Olarak belirlenmistir.

 

c.       Bu merkezlere gore ikincil merkezler de alternatifli olarak ayrica belirlenmistir.  Bu merkezlerin durumu gelecek 5 yillik surec icerisinde netlik kazanacaktir.

 

d.      Kuresel oligarsi icerisinde Rusya Federasyonunun rolu belirsizligini korumaktadir.

 

e.       YAYINLANMAYACAKTIR

 

f.        AB-D yonetimleri (muhafazakârlar) ve Vatikan 2008 yilini Hiristiyanligin atilim yili olarak kabul etmislerdir. Bu kapsamda butun dinlerin guclendirilmesi gerektiginde prensip olarak anlasmislardir.  Ilimli Islam’in desteklenmesi, radikalizmin dusman olarak ilan edilmesi de bu programa dâhil edilmistir.

 

g.       YAYINLANMAYACAKTIR.

 

h.       Dunya Bankasi ve IMF verileri kuresel oligarsinin (G-8) urettigi makro tablolari dunya kamuoyuna yayinlamistir.  Yayinlanan makro veriler AB-D’nin okyanus otesi yatirimlarinin diger gelismekte olan ulkelerin direncini kirmakta kullanilacagindan asagidaki bilgiler stratejik oneme haiz olarak degerlendirilmektedir.  Soyle ki:

 

 

(1)         Asgari ucret ABD’de 2007 yili icerisinde reel olarak yuzde 40, AB bolgesinde ise yuzde 20 artmistir.  Turkiye’nin de aralarinda bulundugu az gelismis ekonomilerde kitasal olarak Asya, Afrika, Ortadogu ve Guney Amerika’da asgari ucret uygulamalari kâgit uzerinde kalmis, ucretler dusmustur.

 

(2)         Dunya ekonomisi kuresel anlamda yuzde 5.2 buyumustur.   Asya kitasinda ucuz isgucu ve isci haklarinin bulunmamasi nedenleriyle AB-D yatirimlari yuzde 9.2 artmistir.  Bu buyumeye karsilik nufusun yuzde 80’ine varan calisanlarin ucret artislari reel anlamda yuzde 10-20 oraninda gerilemistir.  Cin ve Hindistan’da AB-D ortaligi ve ithal ikameciligi yapan yuzde 10’luk bir nufus diliminin alim gucleri azalan fiyatlara gore gorece artmis gorunmektedir. Gercekte bu artis sadece yuzde ikilik bir azinligi (iktidar ortaklari ve cevresindekileri) ifade etmektedir.  Cin ve Hindistan’daki buyumeden en fazla istifade eden kesimler AB-D finans cevreleri olmustur.

 

(3)         Afrika ulkelerinin buyumeleri yuzde 5.7 olarak kalmistir.  Bu buyumenin Asya gerisinde kalmasi Afrika’nin nispeten tukenmeye baslayan kaynaklarina olan kuresel ilginin azalmasi, nitelikli isgucunun tuketilmesi olarak yorumlanmaktadir.

 

(4)         ABD’de gorulen mortgage krizinde daha cok Asya kokenli gocmenlerin gayrimenkulleri zarar gormustur.  HSBC, Citibank gibi bankalar Asya kokenli gocmenlerin gayrimenkullerini ipotekle ucuz fiyattan ele gecirmislerdir.

 

(5)         ABD Mortgage krizi esnasinda para basarak ve Asyali Ulkelerin Merkez bankalarini daha fazla dolar stoku yapma zorlayarak dolayli bir kuresel vergi toplamistir.

 

 (6)         CHC ve Hindistan agir bir cevre sorunu, siyasal ve ekonomik cikmaza suruklenmektedir.  AB-D; bu ulkelerde din ve etnisitenin siyasal bir tercihe konu olmasini surekli gundemde tutmaktadirlar.  CHC komunist Partisi Parti Tuzugunde dinsel konularin siyasal bir konu haline getirilmesini ilke olarak kabul etmistir.  Hindistan’da federasyonlar arasi entegrasyon giderek azalmaktadir.

 

(7)         AB-D; CHC ve Hindistan’in din ve etnik acidan bolunmesini hizlandirmaktadir.  Misyonerler ve Budist rahipler dinsel somuru icin isbirligi yapmaktadirlar.  Hukumetler halkin katlanabilme gucunu artirmak maksadiyla bu turlu faaliyetlere goz yummakta hatta desteklemektedirler.  AB-D misyonerleri Hindistan’da uretilen Budist soylemleri kuresel medyada da kullanmakta, ozellikle Ilimli Islam icin taban elde etmek maksadiyla Fethullah GULEN ekipleri marifetiyle Turkiye ve Turk Cumhuriyetlerinde yaygin olarak internet sayfalarina pompalamaktadirlar.

 

(8)         AB-D; Uzakdogu ulkelerinin gumruklerini EPZ (Export Processing Zone) duzenlemeleri ile ele gecirmistir. Hindistan basta olmak uzere Uzakdogu ulkelerinde yerel yonetimlerin dogrudan AB-D’ye ihrac etme olanaklari gelistirilmis, soz konusu ulkelerin gumruk gelirleri minimuma indirilmistir.  2008 yili icerisindeki gumruk duvarlarinin asilmasi AB-D’nin kendi ekonomik koruma tedbirlerini etkilemeyecektir.

 

 (9)         AB-D; hukumetlere dayatilan global ekonomik tedbirlere karsi direnen ulkelere finans akredite ve ihracat yapabilme olanaklarini tamamen ortadan kaldirabilme gucune sahiptir.  Bu nedenle, kisa vadede Merkez Bankalarinin doviz stoklarini eriterek ic borclanmaya agirlik vermesi, gelismekte olan ulkelerin dis borclarini azaltmasi olanagi oldukca zayiflatilmistir. Bununla birlikte, Turkiye gibi yuksek faiz politikasi izleyen ulkelerde yabancilarin devlet tahvillerine yogun ilgi gostermesi gorunurde ic borclanma stokunun artarken dovize dayali dis borclarin azaldigi veya yavasladigi izlenimi yaratmaktadir.

 

(10)     Ortadogu ulkelerinde petrolun varil basina maliyeti 3-6 dolar arasinda degismektedir.  Bununla birlikte gumruk uygulamalari soz konusu ulkelerin giderek azalan bir oranda vergi gelirleri aldigina isaret etmektedir.  OPEC ulkelerinin petrol gelirlerinin tamami Ispanya’nin turizm gelirleri civarinda gerceklesmistir.  Turkiye’nin Turizm geliri (cogu yabanci yatirim olmakla birlikte) Iran’in petrol gelirlerine esit duzeyde seyretmektedir.

(11)     Ortadogu ulkelerinin kirli AB-D sanayine sahip cikmasi ile genel olarak buyume orani yuzde 5-6 civarinda gerceklesmistir.

 

(12)     ABD, Ingiltere, Almanya ve Fransa’nin da aralarinda yer aldigi 30 sanayilesmis ekonomiden olusan OECD bolgesinde buyume yuzde 2.7 olarak ilan edilmistir.  ABD ekonomisinin ise yalnizca yuzde 1.9 buyudugu belirtilmektedir.  Bu makro rakamlar; OECD sicak parasinin gelismekte olan ulkelerde giderek daha fazla kar elde etmesi, gayrimenkul sahibi olmasi, ilan edilen buyume rakamlarinin tamamina yakininin AR-GE yatirimi oldugu anlamina gelmektedir.

 

i.         Dinsel ve etnik catismalarin giderek yayginlasmasi, RF gibi yumusak guc kullaniminda beklenmedik atilimlar yapan kuresel aktorlerin tutumlarinda ne gibi yontemler izleyebileceklerine dair belirsizlikleri besleyen bir etken olarak devam etme egilimindedir.

 

j.        Turkiye ekonomisi yillik buyume hedeflerini gerceklestirememis, enflasyon verileri ekonomik ve siyasal beklentileri karsilayamamistir.

 

k.      Turk hukumeti TSK zorlamasi ile dis politikada atilim yapmis goruntusu vermektedir.  Teror konusunda AB-D ile Turkiye’nin yakinlasmasinda TSK’nin Ortadogu ve Kafkasya cografyasinda vazgecilmez degeri oncul rol oynamistir.  Bu yakinlasmanin Balkanlarda, Lubnan, Afganistan gibi ulkelerdeki askeri faaliyetlerde reel bir katki, ABD silah sanayine yillik 2-3 milyar dolar girdi yapmasinin yaninda Iran ve Pakistan gibi bolgesel aktorlerle iliskilerde stratejik kazanimlar saglamasi da goz ardi edilmemektedir.

 

l.         AKP; 2008 yili icerisinde, DTP ve kismen MHP’nin destegini kaybetmemek ve yeni anayasanin kabulunu saglamak maksadiyla; burokrasi, YOK ve kamu kurum ve kuruluslarinda bazi pozisyonlari bu partiler lehine terk etme pazarligi hakkinda calismalar yurutmektedir.

 

m.     AKP; AB surecini de bahane ederek Alevi aciliminda israrci davranabilir ve bazi cikarci cevrelerin “ne koparirsak kardir” anlayisi ile hukumete yaklasmalari; Alevilerin bu yaklasimi AKP’ye genel bir destekmis gibi kamuoyuna propaganda edilebilir.

 

2.            TURKIYE’YI ILGILENDIREN MUHTEMEL (BAZI) GELISMELER

 

a.       ABD; Pakistan’daki belirsizlik ortaminda nukleer yayilmayi daha kontrol edilebilir sureclere sokabilme cabasi icerisinde gorunurken Afganistan – Hint Okyanusu hattinin emniyete alinmasi operasyonlarina hiz verebilecektir.  Iran nukleer projeleri Pakistan’da geceklestirilecek yeni olusumlarla daha yakindan gozetim altina alinabilecektir.  Afganistan’da Herat ussunde yapilan hazirliklar 2010 yilinda Iran’a yonelik bir askeri operasyonun altyapisi olarak belirlenmistir.

 

b.      ABD; Iran veya Pakistan’a yapilacak mudahalelerde Turkiye’nin sorun cikarmayacagini saglamistir.  Bununla birlikte, AKP Hukumeti, Sunni Muslumanlarla Siilerin arasini bulmak maksadiyla Basra dahil butun Irak cografyasinda yeni roller ustlenmeyi taahhut ettigine dair somut bulgular mevcuttur.  Ayni taahhudun Pakistan icin gecerli olabilecegi yonunde iddia ve tahminler vardir.

 

c.       Kuresel askeri guc icerisinde Turkiye ve onun askeri gucu TSK’nin ekonomik ve ulastirma yollarina hâkimiyet saglayabilecek merkezi durumda bulunmasi, siyasal roller acisindan bir tehdit olarak algilanmaya devam edecektir.  Bu nedenle, AB-D oligarsisi TSK’yi NATO icinde Ortadogu cografyasini kontrol maksadiyla guclendirirken siyasal etki acisindan etkisizlestirecek soylem ve tedbirleri her seviyede gelistirmeye devam edecektir.

 

d.      TSK; siyasal iktidarin cogunluga dayanan hâkimiyeti devam ettigi surece, Radikal Islam’in yayilmasi tehlikesinin giderek artmasi nedeniyle, Iran ve Pakistan’daki istikrarsizliklarda basat roller almak zorunda kalabilecektir.

 

e.       YAYINLANMAYACAKTIR

 

f.        Dunya ekonomisi; 2008 yilinda kuresel anlamda yuzde 4.8 buyuyecektir.  Bu veri muhtemelen; AB-D’nin Asya, Afrika ve Guney Amerika bacagindaki kirli sanayi yatirimlarinin nispeten hiz kesecegi anlamina gelecektir.  Turkiye ekonomisi giderek artan dis borclara ragmen Asya orijinli ucuz AB-D mallarinin istilasina ugrayacak ve kamuoyunun istikrar yonundeki gorece destegi ile ulusal ekonomisi kuresel sermayenin tam kontrolune girecektir.  Nufusun 16 milyonu dis dunya ekonomisine bagimli, 13 milyonu kredi borcu ipotekli, 12 milyonu tamamen devletin dogrudan giyecek ve yiyecek yardimina muhtac olmasi bu destegin 2010 yilina kadar surebilecegine isaret etmektedir.

 

g.       AKP Hukumeti; kamuoyunun gorece destegine guvenerek yeni anayasa hazirlama surecinde israrci olabilir.  TSK; kamuoyu desteginin yeterli olmayacagi ve hazir bir ekonomik ve siyasal programinin bulunmamasi nedenleriyle AKP’nin dayatmaci calisma ve tedbirlerine karsi duyarsizlasabilir.

 

h.       YAYINLANMAYACAKTIR

 

i.         AKP Hukumeti AB-D’nin dayattigi federatif cozumlerin disinda bir gelismeye olanak vermeyecek sekilde kamuoyunu yonlendirmeye devam edecektir.  Bu kapsamda, halen ortulu olarak devam eden AKP – DTP koalisyonunun Mart 2008’den itibaren artacak siddet olaylarina paralel olarak acikca telaffuz edilmesi mumkun gorulmektedir. 

 

j.        Toplumsal Muhalefet Durusu yayginlasacak ve her turlu oligarsik yapiya tepkiler artacaktir.  Bu muhalefet durusunun yaygin sivil istikrarsizlik ve sivil direnise donusme olasiligi giderek artmaktadir.

 

k.      YAYINLANMAYACAKTIR.

 

l.         Muhalefet partileri marjinallesmeye karsi birlesme doktrini surecini baltalamaya yonelik yeni stratejiler belirleyebilirler.  Ornegin MHP’nin 2007 secimlerinde web uzerinden oylamada uyelerin sifrelerine Il Teskilatlari tarafindan el konulmasi orneginde oldugu gibi yeni oligarsik dayatmalar yayginlastirilabilir…  Siyasi cuntalara karsi bilincli vatandas tepkisi garanti altina alinmadigi surece butun muhalefet partileri dolayli veya dogrudan birlesseler bile AKP karsisinda basari sanslari bulunmayacaktir.

 

m.     Turkiye; yeni anayasa calismalari, tukenen ulusal sermaye ve fakirlesen kesimlerin tepkileri nedenleriyle kuresellesmeye karsi bilincli ve genis bir taban olusturabilir.  Bu tabanda rol alan unsurlar butun Asya, Afrika ve Guney Amerikali direnis gruplari ile musterek bir doktrinde birlesebilir ve cografi anlamda OECD’ye yonelik ittifaklar gelistirebilirler.  Aleviler, basta vatansever ulkucu, devrimci ve milli goruscu kitleler olmak uzere, MHP yonetimi ve AKP’ye tepki oyu veren toplumsal kesimler bu ittifaka katilabilir veya destekleyebilirler.

 

3.            TURKIYE ACISINDAN MUHTEMEL (BAZI) SONUCLAR

 

a.       AKP; “PKK’nin hedefinin askerler oldugu siviller arasinda herhangi bir sorun olmadigi” tezini guclendirecek her turlu eylem ve soyleme ortulu destek vermeye devam edecektir (Benim notum: Diyarbakir’da gerceklestirilen bombalama olayi sonrasinda CNN  TURK, KANAL D soylemlerine dikkat!).  Bu ortamda ekonomik acidan oldugu kadar toplumsal sayginligin azalmasina bir tepki olarak kucuk rutbeli subay ve astsubaylarin komuta grubuna sadakati azalabilir.

 

b.      NISAN - HAZIRAN 2008 donemi terorle savasta mucadele sahasinin karasal anlamda Kuzey Irak’a ve bolgesel yonetime karsi bazi gelismeler beklenebilir.

 

c.       Teror olaylarinin artmasi, yeni anayasa calismalari sivil itaatsizlik eylemlerini artirabilir, eylemler bastirilsa bile ortulu eylemlerle toplumsal ayrismalar yeni fay hatlari olusturabilir.

 

d.      Yabanci yatirim ve turizm gelirlerinin gorece azalmasina ragmen dolarin azalan degeri nedeniyle kisi basina dusen gelirin 7500 dolara cikmasi beklenebilecektir.  Bu ortamda MUSIAD ve TUSIAD asgari ucret uygulamasinin denetiminin gevsetilmesini, kacak yabanci iscilere goz yumulmasini da kapsayan bazi tedbirleri kapali kapilar arkasinda gundeme getirecektir.

 

e.       Global sigorta sirketlerine verilen sozler geregi olarak bireysel emeklilik sistemini besleyen politikalara agirlik verilirken birlestirilen “Sosyal Guvenlik Kurumlarinin hileli iflasi” icin yeni populist uygulamalar devreye sokulacaktir.  Hileli iflasa giden surecin kontrolu icin emekli maaslari giderek azaltilirken, toplumsal alt gruplara saglanan haklarda gorece iyilestirmeler suregenlesecektir.

 

f.        Altyapi, enerji ve ulasim maliyetlerinin artisi nedeniyle bircok fabrika ve uretim merkezleri basta Bulgaristan, Iran, Kuzey Irak, Romanya ve Rusya olmak uzere yurtdisina kaydirilacaktir.

 

g.       AKP; yerel secimleri, Haziran 2008’de erken bir tarihe cekebilir.  Muhalefet partileri AKP’nin bu cikisina kizginlikla karsi cikiyor gibi gorunseler de kamuoyunun parti oligarsisine tepkilerinden kurtulacaklari umidiyle el altindan kabul edebileceklerdir.

 

h.       DEGERLENDIRMENIN BUNDAN SONRAKI BOLUMLERI YAYINLANMAYACAKTIR.

Bir Başka Beyin Fırtınası İçin Bağlantıyı tıklayın

 
http://www.youtube.com/watch?v=PUFAC5qZiYw

 
TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURAN TÜRKİYE HALKINA TÜRK MİLLETİ DENİR
 
 
Bugün 25 ziyaretçi (32 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol