Yusuf Halaçoğlu’nun 5 Haziran 2007 tarihindeki Adana konferansıyla ilgili yaptığım haberi iletiyorum. Tarihi eski olmasına rağmen konu hiç eskimeyecek gibi. (İlk kez SÖZ Gazetesinde yayınlanmıştır.)6.01.2008
Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu:
“Türkiye’nin sınırları Avrupa’ya büyük geliyor”
(Ender Erdemil, Adana)
Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu, 5 Haziran 2007 tarihinde Seyhan Otelinde, “Batı Dünyasının Ermeni Sorununa Bakışı” konulu bir konferans verdi. Adana Valisi İlhan Atış’ın da dinleyicisi olduğu konferansın sponsorluğunu, Adana Ticaret Odası ve Adana Bilişimci İşadamları Derneği birlikte üslendiler.
Ermeni meselesi BOP’la yakından ilgili
Yusuf Halaçoğlu, konuşmasına Ermeni meselesini, ABD tarafından yürütülmekte olan (BOP) Büyük Ortadoğu Projesiyle ilişkilendirerek başladı. Halaçoğlu,” Ermeni meselesi Büyük Ortadoğu Projesiyle yakından ilgilidir. Bugün, Büyük Ortadoğu Projesinin öngördüğü şekilde çizilmiş, sık sık karşımıza çıkarılan parçalanmış Türkiye haritası, ilk kez 1914 yılında ortaya çıkmıştı. 1914 yılında Erzurum’da bir kongre toplayan Ermenilere İttihat ve Terakki, Ruslara karşı savaşmaları karşılığında üç bölgede otonomi teklif etmişti. Yabancılar daha fazlasını teklif ettiği için, Ermeniler, Osmanlı İmparatorluğuna ihanet ettiler. Bu dönemde ortaya çıkan harita, Osmanlı İmparatorluğu’nun paylaşılma projesiydi. Daha sonra, Sevr’le tekrar ortaya çıktı. Bugün karşımızdaki haritalar, bu haritaların aynısıdır. Türkiye Cumhuriyetinin bugünkü sınırları Avrupa ya büyük gelmektedir. Onlar Anadolu coğrafyası içerisine sıkışmış bir Türkiye öngörüyorlar. Tarihe bakarsanız, Anadolu coğrafyasında sıkışmış bütün devletler sonunda yıkılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu, bu coğrafya içinde sıkışmadığı için yüzlerce yıl yaşayabilmiştir. Avrupa Birliği bizi böyle istiyorsa, Avrupa Birliğine girmemiz şart değildir. Tarihte Avrupa’yı kim fethetmiş? Türkler. Hala korkuyorlar. Bu yüzden de bölünüp parçalanmamızı, Anadolu coğrafyasına sıkışıp kalmamızı istiyorlar. Onlara göre, Türkiye kontrol altında tutulmak zorundadır. Ülke olarak da, millet olarak da büyük devlet olma potansiyeline sahibiz. Ancak, Türkiye o birikimi, o kendine güveni hissetmiyor.”dedi.
Tehcirden önce 122.000 Müslüman öldürüldü
Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu, Fransız, İngiliz ve ABD arşivlerinden derlediği belgelere dayanarak Ermenilerin Osmanlı ordusunun ikmal yollarını kesmek için silahlandıklarını, 17 Nisan’da Van, Bitlis, Muş bölgesinde isyan başlatıldığını, yine Zeytunlu’da da isyanın başlatıldığını, Bu sırada, Osmanlı Devletinin tehcir kararı almadan önce Anadolu’da 122.000 Müslüman’ın Ermeniler tarafından öldürüldüğünü anlattı. Bu gelişmeler üzerine Osmanlı Devletinin Ermenileri göç ettirme kararı almak zorunda kaldığını söyledi.
Ve tehcir
Tehcir konusunda Osmanlı Devletinin Ermenilerin güvenlik içinde tehciri için her tedbiri aldığını belirten Halaçoğlu, “Bu konuda gönderilen talimatla tüm kamu görevlileri Ermenilerin can ve mal güvenliğini sağlamakla görevlendirilmiş, yalnızca görevlendirmekle kalmamış, tüm kamu görevlilerini, Ermenilerin can ve mal güvenliğinden sorumlu tutmuştur. Geride bıraktıkları mallar, bu malların ve gelirlerinin korunması, taşındıkları yerlerde konut edinmeleri konularında 40 küsur maddelik talimatlar var. Bunlarla ilgili arşivler derlenmemişti. Biz derledik. Şimdi de izliyorum kim arşivlere giriyor diye. İstiyorum ki bu konuda söz söyleyecek herkes arşivlere girip, belgelere dayanarak konuşsun. Halil Berktay bu arşivlere hiç girmedi. Taner Akçam da sadece Rumlarla ilgili 5000 fotokopi aldı. Yani bu Ermeni meselesini konuşanların çoğu, belgelere bakmadan konuşuyorlar.”dedi.
O tarihlerde, Ermenilerin cemaat defterleri olmadığı için, kesin nüfuslarının ne olduğunun bilinmediğini söyleyen Halaçoğlu, “ Kimine göre 1.570.000, kimine göre 1.250.000, kimine göre 1.900.000. Ermeni Milli Delegasyonu Başkanı Boghos Nubar Paşa, 600.000 Ermeninin sürgün edildiğini söylüyor. Fransız belgelerine göre, Fransızlar Suriye’de 486.000 Ermeni’ye yardım etmişler. ABD Konsolosuna göre de 500.000 Ermeni Halep’e varmış. Bunların hep belgeleri var. Toplam 206.000 Ermeni ölmüş. Anadolu’da 37.500 Ermeni tifüs hastalığından, 8500 Ermeni eşkıya saldırısından dolayı ölmüş. 160.000 Ermeni, 1915 yılında Kafkasya’da ölmüş. Ölenlerin tümü bu. Aynı dönemde Osmanlı Ordusunda tifüsten ölenlerin sayısı 401.000. Ben bunları söylediğimde dalga geçiyorsun diyorlar. Hepsinin belgesi var. Öldüğüne dair belgesi olan varsa getirsin, konuşalım.”dedi.
Geri dönüş
“ABD arşivinde, Osmanlı Devletinin Ermenilerin geri dönüş kararnamesi var. Her tedbir alınmış. 20 günlük iaşelerine kadar sağlanmış. 644.000 Ermeni Anadolu’ya geri dönmüş. Yabancı arşivlerde bulunan belgelerden anladığımıza göre, 1921 yılında, Anadolu’da 1200.000 ermeni hala yaşıyor.” diyen Yusuf Halaçoğlu, bu dönemde, Osmanlı Devletinin kamu görevlilerinden 1673 kişinin, suiistimal, ihmal, öldürme vb. suçlardan divanı harbe verildiğini, bunlardan 67 kişinin idam , 68 kişini kalebent, cezasına çarptırıldıklarını, cezaların da infaz edildiğini belirtti Halaçoğlu,”Uluslar arası hukuka göre, devlet suçluları cezalandırırsa soykırım niteliği ortadan kalkar. ABD de bu yüzden Irak’ta bazı askerlerini göstermelik cezalandırıyor. İleride soykırımla suçlanması diye.”dedi.
Soykırım en adi suç
Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu, Türklerin aile yapısının batılılardan farklı olduğunu, batılıların başkasının çocuğunu sevemediklerini, ailelerin bundan hoşnut olmadıklarını, oysa bizde, çocukları herkes tarafından sevildiğini, kimin çocuğu olursa olsun, herkesin çocukları sevip değer verdiğini anlattı. Halaçoğlu,”böyle bir aile yapısında yetişen insanlar, soykırım yapamazlar. Bizim insanımız, Türk olsun Ermeni olsun, komşusunun canına, malına zarar gelsin istemez. Böyle bir terbiyede yetişmiştir. Dünyayı idare etmek istiyorsanız, her milletten, her dinden insanı kucaklayacaksınız. Bunu yapamadığı için ABD Irak’ta asla başarılı olamayacaktır. Soykırım dünyanın en adi suçudur. Soykırımı kabul edersem medeni mi olacağım? İstemiyorum medeni olmak.”dedi.
Tarih geleceğimizdir
Yusuf Halaçoğlu, Ermenilerin ihanetlerini gelecek kuşaklara anlatacak anıtları her yerde görmek istediğini belirterek,” Ermenilerin ihanetlerini kuşaklar boyu anlatacak anıtları her yerde görmek isterdim. Bunu, Ermenilere düşman kuşaklar yaratmak için söylemiyorum. Tarih çok önemlidir. Geçmişini bilmeyen, geleceğini kuramaz. Tarih geleceğimizdir. Geçmişte olanları bilelim, bugün, ilişkilerimizi kurarken temkinli olalım. Bu yüzden isterim ki herkesin gördüğü bir yerde bir anıt olsun.”dedi. |
