Kaygı duyuyor musunuz?

 

 

            Yaşanan gelişmeler her yurtseverin kaygı duymasına neden olacak şekilde yol alıyor. Ülke, bir eğik düzlemde ABD projesi doğru kaymaktadır.

Bu kayma karşısında artık insanlarımız iki farklı düşünce içindedirler. Bir yandan gelişmelerden rahat olanlar ve alkış tutanlar, öte yandan gelişmelerden rahatsız olanlar.

            YÖK Başkanı, “paralı üniversite sistemi” uygulanacak diyor!

İşte yeni bir kaygı nedeni daha ortaya çıktı.

Paran varsa yüksek öğretimde çocuğunu okutabileceksin.

Yoksa paran çocuğunuz doğru meslek lisesine!

Nerede kaldı eğitimde fırsat eşitliği…

Yoksulun çocuğu zeki ve çalışkan olsa da üniversitede okuyamayacak. Bu durumun yaratacağı sıkıntılar oldukça fazladır.

            YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın bu düşüncesi ile Milli Eğitim Bakanlığı 2008 Yılı Bütçesine İlişkin Rapor ve 9. Kalkınma Planında AKP’nin Yüksek Öğretimin Hedefleri için yapılan öneriler birbiri ile örtüşmektedir.

YÖK Başkanı o halde AKP sözcüsü gibi konuşmuştur!

Oysaki AKP daha çok yoksul kesimin oyları ile iktidar oldu. Kömür dağıtımı ile gıda yardımı ile…

Şimdi kömür dağıttığı evin çocuğuna, sen yüksek öğretime gidemezsin deniyor.

YÖK Başkanının dile getirdiği bu plan, yüksek öğretimi vakıflaştırma yolu ile özelleştirme planıdır.

Yani açık ifade ile Fethullahlaştırma planıdır!..

Hem de ilköğretimden başlayarak yükseköğretime kadar…

            Gazeteci Fatih Altaylı, İnternet sitesinde yazdığı bir yazıda; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından YÖK Başkanlığına atanan Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın, Fethullah Gülen’in yakın adamı olduğunu yazmış.

Şu Gülen cemaati üyeleri interneti de iyi takip ediyorlar!

Hemen Fatih Altaylı’nın yazısına yorum yapılmış.

Yorumda,

“Yazınızı okudum. Pek memnun olmadım. Nasıl ki bizler sizin gibilere yıllardır katlandıysak, bundan sonrada sizler bizlere katlanmak durumundasınız. Çünkü dümen bize geçti. Hazmedeceksiniz, sindireceksiniz, başka çareniz yok. Bükemediğiniz bileği öpmek durumunda kalacaksınız.

Hükümet biziz.

Cumhurbaşkanı biziz.

Yok olan YÖK’ de biziz.

Yargıç da biziz, savcı da biziz.

Medya da biziz.

Çok yakında Genelkurmay da biziz.

Sizler fazla düşünmeyin, bırakın kendinizi bize.”

            Siz ve biz, yani gidişattan memnun olanlar ve kaygı duyanlar!.. Yorum yazısı itina ile bilinçli yazılmıştır. Sıradan bir yorum değildir.

Ve bu söylenenler tam bir itiraftır.

Zaten gazeteci Altaylı’da bu yoruma yanıt olarak, “İtirafınız için çok teşekkür ederim” yazmış.

            Bu gelişmelerin gidişattan kaygı duyanları uyarması gerekmektedir. Plan hedefe doğru adım adım ilerliyor.

Yorumcu bu gerçeği itiraf ediyor!

Kaygı duyanların;

Omuz omuza bir dik duruş göstermeleri gerekmektedir.

Soğuk suya atılmış kurbağanın akıbetini yaşamaktan sıçrayıp kurtulmamız gerekiyor.

Hep birlikte,

Armudun sapı, üzümün çöpü demeden!!!