DENİZ FENERİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKEN

Kurban bayramından önce ne yazık ki bütün merkezi yerlerde, Metrolarda bu İHH denilen

( İnsani Yardım Vakfı imiş ) ne idiği belirsiz dernek tezgahlarını kurmuş, insanlardan yardım,

kurban parası ve kurban derileri topluyordu... Kim olduklarını sorunca, Saadet Partisine

bağlıyız dediler... Uluslararası! yardımlar yaptıklarını söylediler, tüm insanlık için topluyorlarmış!

Şu Bosna için para toplayıp iç ettikleri Mercümek paraları aklıma geldi hemen, bu konuda

yargılanıp hüküm giydikleri halde, bazıları AKP'den milletvekili oldukları için dokunulmazlık

zırhının arkasına gizlenip bedel ödemeyen, genel başkanları hapis cezasını evde çekmiş olan

Saadet zinciri Partisi.... Orada kandırıldığını düşündüğüm iki kadına,  Türk Hava Kurumu

gibi kurumlar varken böyle dolandırıcılara yardım yapılır mı? dediğimde aldığım cevap,

" bu dernek iyi bir şey, siz karışmayın, kötülemeyin, size ne  " oldu...

" Şu anda dolandırılıyorsunuz  " diyebildim sadece... Olay çıkmasından korktuğum için fotoğraf 

çekemedim.. Olay İstanbul 4. Levent Metro girişinde olmuştur...

Bu saadet zincirleri ne yazıkki bir zamanlar fırtınalar kopardığımız Titan zincirlerini fersah

fersah katlıyor... Yardım yapanın kafası işte böyle çalışıyor...İnsanlığa yardım yapmayı düşünüyor

ama yanıbaşındaki fakir komşusuna yardım yapmak aklına gelmiyor...Kurban yardımı yapacağı

kişileri bile " bizden mi değil mi " diye ayırarak güya Allah katında yerini sağlamlaştırdığını düşünüyor...

Herhalde Allah'ında Saadet Partili yada AKP'li olduğunu düşünüyor... Nasıl bir sığ kafaysa bu...

Kendi fakiri umrunda değil, hatta en yakın akrabaları bile...

 ama insanlık için tanımadığı insanlara, kurumlara yardım yapıyor....

Verdiği paranın yerine ulaşıp ulaşmadığını bile sorgulamıyor...Bu ülkenin ekmeğini yiyor, suyunu içiyor

nimetlerinden faydalanıyor, fakat bu ülkeyi ayakta tutan, medeniyete taşıyan kurumlara düşman,

ülkesine düşman, vatandaşlarına düşman... Bizden olmayanın canı çıksın diyen bir zihniyet ....

Allah hepimizi bu cahillerden korusun... Nereye gittiğimizi bildiğimiz bir Türkiyeye uyanmak,

aydınlık ve çağdaş, güçlü ve bağımsız bir Türkiyeyi yeniden inşa etmek hepimizin görevidir...

Bu gemide hepimiz varız, batınca hepimiz batacağız... gemi hem su alıyor hem korsanlar tarafından

istila edilmiş... hala uyanmayan gözler var... Daha ne olmasını bekliyorlar anlamış değilim...

Öbür dünyada saadet zinciri yok... Orada sadece Allaha hesap verilecek... Unutmayalım....

Herkese iyi seneler diliyorum....

Sevgi ve saygılarımla

Rıza Zelyut

Deniz Feneri tehlikesi


Birkaç gündür bana yine saldırılar başladı. Hani yazdım ya: 'Türk Milleti'nin milli kimliğinin eseri olan Kızılay geriye itildi. Yerine Deniz Feneri oturtuldu. Kurbanlarınızı bunlara verip murdar etmeyin.'
Meğer ne kadar haklıymışım...
Bu derneğin topladığı paranın, malın değeri yılda 100 milyon doları geçiyormuş. Onun yetmediği yerleri doldursun diye aynı çevre bir de İnsani Yardım Vakfı (İHH) kurmuş.
Bunlar, Türkiye içinde Kanal 7 televizyonunu kullanarak yayıldılar. Yetmedi yurt dışında da Deniz Feneri Derneği'ni kurdular. Bu dernek de Kanal 7 ile aynı yerde çalıştı.
Sonra Alman polisi harekete geçti.
Deniz Feneri ile
Kanal 7 arasındaki ilişkileri inceledi ve yolsuzluk yapıldığına kanaat getirdi.
Bu operasyonun basına yansıyan biçimi özetle şu: 'Franfurt bölge mahkemesince verilen kararlar doğrultusunda, aynı bölgede 24 ayrı özel mülkün de içinde olduğu arama ve yakalama müzekkerelerini çıkaran Alman polisi, ilk aşamada Mehmet Gürhan ve Firdevsi Ermiş'i kara para aklamayla bağlantılı oldukları gerekçesiyle gözaltına aldı, ikili tutuklandı. Alman dedektifler, Deniz Feneri e.v.'nin nakit para kuryeleri olarak İ.K., H.S., Z.K., M.Ç., İ.K. adlı Türklerin isimlerini belirlerken, RTÜK Başkanı Zahid Akman hakkında da Türkiye'den bilgi istedi.
Alman polisi, Akman'ın, Deniz Feneri e.V. ile bağlantılı olan OFWG e.G. adlı şirketin yönetim kurulu üyesi veya ortağı olduğunu düşünüyor. Alman polisi, Çankırı'nın Çerkeş ilçesindeki Aytaç A.Ş. adlı şirketin sahipleriyle ilgili olarak da bilgi talebinde bulundu.'
İlişkiye dikkat: Deniz Feneri, Kanal 7 ve Yozgat'ta kurulu bulunan meşhur YİMPAŞ,
bu operasyonda hedef tahtasına konulmuş bulunuyor.
Deniz Feneri'nin yöneticileri; Almanya'daki Deniz Feneri ile ilgileri olmadığını iddia ederken bile oradan kendilerine para aktarıldığını kabul ediyorlar.

ZAHİT AKMAN ALMANYA'YA GİREBİLİR Mİ?

Basına yansıyan bilgileri izleyelim:
Frankfurt polisinin hakkında kara para incelemesi başlattığı ve Avrupa'da kurulu Euro 7 adlı şirketin ortakları arasında, Kanal 7'nin de ortakları olan İsmail Karahan, Mustafa Çelik ve Zekeriya Karaman da bulunuyordu. Yani Kanal 7'nin sahipleri aynı zamanda kara para incelemesi başlatılan Euro 7'nin de sahipleri. Euro 7'nin diğer ortakları Mehmet Gürhan ve Zahit Akman. Mehmet Gürhan son operasyonda Deniz Feneri'nin topladığı yardım paralarını Euro 7'ye aktardığı için tutuklandı. Zahit Akman ise şu anda Radyo Televizyon Üst Kurulu başkanlığını yapıyor. Kimse de bu durumu
garipsemiyor.
Almanya'da başlatılan operasyonunun Türkiye'ye uzanan ilişkiler zincirinde hep aynı isimler ve bu isimlere ait şirketler var. Yardım paralarının aktarıldığı Kanal 7'nin sahibi olan isimlerin Türkiye'de bir şirketi daha var. İstanbul Belediyesi'nin ballı ihalelerini alan Beyaz Holding!

BELEDİYE DESTEĞİ İLE

Beyaz Holding aslında yine Kanal 7'ye ait bir şirket. Çünkü kurucuları, ortakları aynı. Zekeriya Karaman, İsmail Karahan ve Mustafa Çelik. Bu şirketin eski ortakları arasında yine tanıdık bir isim; RTÜK Başkanı Aykut Zahid Akman da bulunuyor. Beyaz Holding'e ait Atlas Pazarlama ve Merkez Medya adlı iki şirket daha var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2003 yılından beri kurs ihalelerini hep aynı şirkete Beyaz Holding'e yani Kanal 7'ye veriyor.
İç içe geçmiş ilişkiler ağı Deniz Feneri Derneği'ni de kapsıyor. Kanal 7'ye ait Atlas Pazarlama'nın ortağı Harun Kapıyoldaş, Deniz Feneri Derneği'nin yönetim kurulu üyesi. Atlas Pazarlama ile
Deniz Feneri Derneği arasında çok yakın ilişkiler var.
Bugün İstanbul metro istasyonlarında Deniz Feneri Derneği'nin masaları yerleştirilmiş halde. Belediye Başkanı Kadir Topbaş yandaşları beslemeyi bütün hızıyla sürdürüyor.
Deniz Feneri; AKP hükümeti döneminde, Başbakan Erdoğan'dan övgüler aldı. Bu dernek aynı zamanda Bakanlar Kurulu kararıyla kamu yararına çalışan dernek hüviyetine sokulmuştu. Bu durumda, topladığı yardımlardan başka para da toplayabilme olanağına kavuştu ve yaptığı tüm ticari faaliyetlerinde de vergiden muaf oldu. Ve böylece Türkiye'de Kızılay'ın yok edilmesi yolunda önemli bir adım atılmış oldu.
AKP Hükümeti, bu dernekler eliyle yapılan yardımı AKP'nin iyiliği gibi pazarlayarak vatandaşın oyunu etkilemeyi başardı.
Yani; bu dernekler sadece tarikatlerle olan bağlantıları nedeniyle değil, demokrasiyi de olumsuz yönde etkilemeleriyle de Türkiye için tehlike haline gelmişlerdir.
CHP'yi, MHP'yi, DSP'yi; demokrasimiz için tehlikeli hale
gelen bu örgütlenmeleri mercek altına almaları için uyarıyorum.
 
TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURAN TÜRKİYE HALKINA TÜRK MİLLETİ DENİR
 
 
Bugün 42 ziyaretçi (52 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol